Koskoca bir evrenin içinde yaşıyoruz. Yıldızlar, galaksiler, gezegenler… Ancak onlara herkesiN baktığı gibi bakarsak onların güzelliğini görmemiz imkansız. Çünkü çoğunluğun yaptığı şey zahmetsiz olandır. Aynı zamanda kıymetsiz. Şehrin meydanından, evin balkonundan gökyüzüne bakıp yıldızların güzellğinden bahsetmek olmaz.
Şehirlerdeki ışık kirliliği gökyüzünün mücevherlerini görmemizi engeller. Aşağıdaki fotoğrafta ışık kirliliğinin azaldıkça gökyüzünün nasıl berraklaştığını görüyorsunuz. Yani demek istediğim o ki, bir şeyi tam olarak görebilmek, gözlemleyebilmek, öğrenebilmek için ona doğru zamanda, doğru noktadan bakmalısınız ve etrafta size gerek olmayan herşeyden kurtulmalısınız.


Konuya böyle bir giriş yaptıktan sonra aslı meselemize gelmek isterim. Bir çok arkadaşımız üniversitede veritabanı, veritabanı yönetimi, veritabanı programlama dersleri adı altında SQL öğreniyor. Ancak teknikler hep tek düze.
Dört tane temel sql komutu,
50 satırdan oluşan TBLOGRENCI tablosu,
Tahtada yazılan kağıtta sorulan sınav soruları,
Sonrasında da “Abi sql mi kaldı herkes big data konuşuyor” diyen bilmiş öğrenci profili.
Sonuç itibariyle piyasada kullanılan uygulamaların bir çoğu hala yapısal veritabanlarını kullanıyor. Yani analiz edilecek verilerin büyük bir kısmı halen sql ile sorgulanıyor. Hiçbir şey yapılmasa bile ön işleme kısmı bu şekilde yapılıyor.
SQL sanıldığının aksine çok gelişmiş bir dil. Tabi TSQL ya da PLSQL gibi yapılardan bahsediyorum. Herhangi bir programlama dilinde yapabileceğiniz neredeyse her türlü işi sadece TSQL ya da PLSQL kullanarak yapabilirsiniz.
Ama bu iş dört tane komut ezberleyerek, tahtada öğrenip kağıtta yazarak yapılmaz.
- Bir vt yönetim sisteminin nasıl çalıştığının bilinmesi gerekir.
- Index diye geçtiğimiz şeyin 1 milyar satırda 1 dakikada gelen bir sorguyu 10 ms de nasıl geldiğinin görülmesi gerekir.
- Bu kadar kıymetli olan verilerimizin başına bir iş geldiğinde nasıl kayıpsız yedekten dönülebileceğinin bilinmesi gerekir.
- TSQL dili ile eldeki veriyi analiz etme, sorgulama, temizleme, düzenleme gibi işlemlerin nasıl yapılacağının bilinmesi gerekir.
Bunlarla giriş yaptıktan sonra zaten olaya karşı bir ilgi ve öğrenme isteği doğar ve şimdi burada madde madde yazmayacağım bir çok konu daha kendiliğinden öğrenilme aşamasına geçer.
İşte bu eksiklikleri görerek çeşitli eğitimler hazırladım Udemy’de.
Dedim ya evin balkonundan bakarak gökyüzünün güzellikleri görülmez. Yerine gitmen gerekir.
Hadi durma! SQL’i öğrenmek için kurslarıma bir gözat.
Veriyle konuşmanın alfabesi olan SQL dilini sıfırdan öğrenmek için (Konu hakkında hiçbir şey bilmesen bile) kendi 9.500 öğrencisi ile kategorisinin en çok satan kursu olan “Uygulamalarla SQL Öğreniyorum” kursunu bu link ile 24.99 TL’ye alabilirsin.
https://www.udemy.com/course/sql-ogreniyorum/?couponCode=AGUSTOS2

SQL dilini temel anlamda öğrendin. Fakat kendini daha da geliştirmek istiyorsun. İş hayatına ve mülakatlara hazırlanmak için gerçek hayat örnekleri, sorular ve alıştırmalar ile unutulmayacak şekilde hafızanıza kazınmasını istiyorsun.
O zaman sürekli yeni senaryo, veri setleri ve sorularla güncellenen, 70’ten fazla çözümlü soru videolarıyla, yayınlanalı henüz bir ay olmasına rağmen 2.150 öğrencisi ve 4.9 değerlendirme puanı ile “Alıştırmalarla SQL Öğreniyorum” kursu tam sana göre. Bu link ile 24.99 TL’ye alabilirsin.
https://www.udemy.com/course/sql-ogreniyorum/?couponCode=AGUSTOS2

“SQL dilini öğrendim ama bu bana yetmez. Ben bir veritabanı sistemini yönetmeyi, büyük veri ile uğraşmayı, performans sorunlarına çözüm üretmeyi istiyorum. Bir Database Admin olmak istiyorum” diyorsan o zaman 11.800 öğrencisi ile ve 4.75 değerlendirme puanı ile “Uçtan Uca SQL Server” kursuna mutlaka gözatmalısın. Bu link ile 24.99 TL’ye alabilirsin.
https://www.udemy.com/course/alistirmalarla-sql-ogreniyorum/?couponCode=AGUSTOS2
